Her sene düzenlediği etkinliklerle sanat severleri bir araya getiren Sakıp Sabancı Müzesi yine muhteşem bir sergiye ev sahipliği yapıyor: Joan Miro: Kadınlar, Kuşlar, Yıldızlar. Artmanik.com ekibi olarak haftasonu Sakıp Sabancı Müzesini ziyaret ettik. Oldukça yoğun ve kapsamlı bir boyutla ele alınan Miro’nun hayatı, müzenin iki katını iki galeri şeklinde kapsamış. Miro’nun doğumuyla başlayan ve eserlerine geçmeden önce tüm hayatını ilk eserlerinden İspanya’daki iç savaş günlerine kadar anlatan bölüm hem resimlerle hem de yazıyla Miro’nun biyografisine yer vermiş. Galeride biyografi bölümünü geçtikten sonra daha geniş bir alana geliyorsunuz ve karşınıza Miro’nun Takımyıldızları serisi çıkıyor.
Daha sonra Kadınlar ve Kuşlar serisi gibi bölümler devam ediyor. Galeri’de yürüdükçe büyülenip, gözlerinize inanamıyorsunuz. Miro’nun ustalaştıkça yaptığı eserler gerçekten kendine hayran bırakıyor. Zaten Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer de Miro’nun olgunluk dönemi temaları olan kadınlar, kuşlar ve yıldızlara odaklanmış. Yani sergideki eserler tam anlamıyla ustalık eseri! Nazan Ölçer, 3 yıldır Barcelona’daki Joan Miro Vakfı ile görüşmelerini sürdürüyormuş ve 2013’te yapılması planlanan sergi başka bir Joan Miro sergisiyle çakışınca ertelemek zorunda kalmış. Burada Nazan Ölçer’in oldukça başarılı bir müzeci olduğunu söylemek zorundayız. Çünkü 1 yıllık ertelenen süreçte Nazan Ölçer boş durmamış ve Miro’nun son yıllarını geçirdiği Mallorca’daki evinde bulunan aile koleksiyonuna da ulaşmak istemiş. Yani Miro sergisi, büyük bir çabanın sonucu, üstelik bir çok eser ilk kez Türkiye’de sergileniyor. Bu sergiyle, geçen sene İstanbul’u korkunç bir duruma düşüren sahte Miro skandalını da geçmişte bırakmış bulunuyoruz.
İstanbul’un göbeğinde herkesin rahatlıkla gidebileceği Sakıp Sabancı Müzesi Miro sergisine şiddetle gitmenizi tavsiye ediyoruz. Biz eserlerin karşısında büyülendik. Bir çoğunu ilk bakışta anlamlandıramasak da girişte satın aldığımız telefon şeklindeki rehberle, eserleri uzun uzadıya dinledik. Telefon rehberini de almanızı kesinlikle tavsiye ediyoruz. 🙂 Yoksa resimlerin karşısında biraz mahcup kalabilirsiniz. ‘’ Bu da ne ki karalamış geçmiş’’ diyebileceğiniz her eserin açıklamasını dinlediğinizde ‘’vay be’’ diyeceğinize eminiz! Yazının başında serginin Miro’nun hayatıyla başladığını daha sonra Takımyıldızları, Kadınlar ve Kuşlar, Kadınlar gibi bölümlerle devam ettiğini söylemiştik. Sergide bir de ikinci galeri var! İkinci galeriye indiğinizde büyülenmeye devam edeceksiniz ve gözleriniz yuvalarından fırlayacak. Sadece resimleri değil, duvar halılarını ve heykelleri de göreceksiniz. İkinci galerinin sonunda karşınıza Miro’nun Kişi adını verdiği bronz heykel çıkacak. İşte onu gördüğünüzde siz de benim gibi aşırı bir tepki verip ‘’seni arıyordum’’ diye bağırabilirsiniz. 🙂
Joan Miró Kişi, 1970 Bronz Heykel
Solda Mağara Kuşları, sağda Kadın
Solda Kadın heykeli, sağda Kadın ve Kuş
Solda Bronz heykel, sağda Asya’dan ilham aldığı figürler
Duvar halısı Joan Miro’ya ait değil ama Joan Miro reprodüksiyonu
Not: Sergide fotoğraf çekmek yasaktı. Çok kısıtlı bir şekilde bazı fotoğraflar için izin alabildik sadece. Zaten fotoğraf çekmenin yasak olduğu bir yerde ortamın büyüsünü bozmamak için eliniz fotoğraf makinesine gitmiyor.
Kısaca bahsetmek gerekirse Joan Miro kimdir sorusun da cevabını verelim. Joan Miro Ferra, 20 Nisan 1893- 25 Aralık 1983 tarihleri arasında yaşamış Katalan ressam ve heykeltraş. 1893’te Barcelona’da dünyaya geldi. 14 yaşında Barselona’da Güzel Sanatlar ve Endüstriyel Sanatlar Okulu’na katıldı. Daha sonra galeri sahibi olan José Dalmau’nun teşvikiyle ilk sergisini Barselona’da 1918 yılında açtı.
1920 yılında Paris gezisi sırasında Pablo Picasso ile tanıştı. Bundan sonra Miro zamanının yarısını Paris’te geçirmeye başladı ve burada tanıştığı Max Jacob, Pierre Reverdy ve Tristan Tzara ile Dada hareketine katıldı. Paris’teki ilk sergisi 1925’te Galeri Pierre’de büyük bir sürrealist hareket olarak yankı buldu. Sürrealizm akımının kurucusu Andre Breton’a göre, Miro’nun resimleri, onlarınkinden bile daha sürrealistti.
Miro, tuvale işlediği her rengi bir şairin kelimelerine benzetiyordu. Kendisi için özel, bütünüyle ele alındığında bir şiir gibi akıcıydı. Miro 36 yaşına geldiğinde artık tamamen tanınmış bir ressamdı ve ödüller alıyordu. İspanya’da çıkan savaşlar nedeniyle ailesini alıp Paris’e taşındı ve eserlerine Paris’te devam etti. 1956’dan sonra Mallorca’daki evinde yaşadı, aynı zamanda stüdyosu olan bu evde üretmeye devam etti. 90 yaşındayken, solunum ve kalp rahatsızlığı sebebiyle vefat etti.
Joan Miro sergisi hakkında daha fazla bilgiye ulaşmak için SSM‘ye ait siteyi ziyaret edebilirsiniz.